Suda Doğum

Suda Doğum

Suda doğum, bu konuda deneyimli hekim ve ebelerce gerçekleştirildiği sürece müddetçe güvenli bir doğum yöntemidir. İngiltere ve Kanada gibi ülkelerin de aralarında yer aldığı yüzden fazla ülkede bu yöntem uygulanmaktadır.

Neden Suda Doğum ?

Suda doğum annenin doğum anında konforunu arttırır. Anne karnındaki bir sıvı içerisinde yer alan bebeğin dış dünyaya yumuşak bir geçiş yapmasına yardımcı olur. Suda doğum yöntemi, annenin ağrısını azaltmaktadır ve doğum süresini kısaltmaktadır. Epidural ya da bölgesel anesteziye olan ihtiyacı da yine azaltmaktadır. Mahremiyet hissini artırır. Bu da doğum hormonlarının çok daha düzenli salınmasına yardımcı olmaktadır. Anne adayı suyun kaldırma kuvveti sayesinde çok daha kolay hareket olanağı edinebilmektedir. Anne adayı daha rahat edebileceği doğum pozisyonuna rahatlıkla geçebilir. Suyun içerisindeki hareket özgürlüğü gerçekleştiğinde ve de bilhassa dikey pozisyonlar bebeğin doğumunu kolaylaştırmakta ve hızlandırmaktadır. Suyun gevşetici etkisi ayrıca perine kaslarında elastikiyeti yeterli oranda sağlayarak epizyotomi olmadan (epizyotomi: perineye uygulanan kesi) doğumların gerçekleştirilmesine imkan tanımaktadır.
Suda bulunmak anne adayının, beta-endorfin, oksitosin, epinefrin ve prolaktin benzeri hormonlarının salınımını artırmaktadır. Bu sayede anne ve bebek arasındaki duygusal bağlanma güçlenir.
Suda doğum öncesinde anneye gerekli eğitimler verilerek doğum eyleminde aktif rol alması sağlanır. Suda doğumun gerçekleştiği sırada yenidoğanın ilk karşılaştığı kişi anne olmaktadır. Bebeği ile annenin göz teması kurması ve konuşması bağlanmaları açısından önemlidir.

Suda Doğum Nasıl Yapılır ?

Suda doğum anne adayının, küvet benzeri özel bir üniteye alınması ile  başlamaktadır. Suda doğum konusunda uzman hekimin kontrolünde, vajinal doğum gerçekleştirilmesi şeklinde bebeğin dünyaya gelmesi ile sonuçlanır. Suda doğum yöntemi ile kan akımı artmaktadır, bu sayede rahim içinde bulunan kasılmalar düzene girer. Sıcak suyun etkisi ile bebeğin dünyaya gelişi esnasında olabilecek vajina yırtılması riski oldukça azalmaktadır.
Öte yandan rahim içinde su dolu bir kesecikte bulunan bebek, yine rahim içindeki sıcaklığa benzer su ile dolu bir küvetin içinde doğacağından çok daha az ağlar ve daha sakin bir şekilde dünyaya gelir. Anne adayına ve bebeğe yan etkisi ya da yoktur. Suda doğum uygulanmadan önce, anne adayı ve bebek sağlık kontrollerinden geçirilmektedir.
Suda doğum yönteminin tam donanımlı suda doğum ünitesine sahip hastanelerde, bu konuda eğitim almış bir ekip tarafından yapılması önemlidir.
Küvette 37 derecede sabitlenen su, anne adayının kaslarının gevşemesini, stres oranının düşmesini sağlayarak sancılarını ve kaygıyı aza indirir. Suda doğumla 9 ay süresince anne karnında su içinde bulunan bebeğin dünyaya adaptasyonunu da bu yöntemle kolaylaşmaktadır.
Yapılan araştırmalar, suda doğum yöntemi ile dünyaya gelen bebeklerin, normal ya da sezaryen doğum ile doğan bebeklere göre çok daha sakin olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Suda doğum yeni bir doğum tekniği mi ?

İlk suda doğum, 1803 tarihinde Fransa'da, doğumu oldukça uzun süren bir kadının doğum sürecini kolaylaştırmak için sıcak su bulunan bir küvete konularak gerçekleştirilmiştir. Doğum esnasında ortaya çıkan sancıyı aza indirmek maksadıyla sıcak su bulunan küvete girmek esasında uzun yıllardır uygulanan bir yöntemdir. Fakat bu yöntem doğumun erken evrelerinde gerçekleştirilmekteydi. 1970'li yıllarda Rusya ve Fransa gibi ülkelerde başlayan suda doğumun yapılması akımı 1980 ve 1990'lı tarihlerde İngiltere, Kanada ve diğer Avrupa ülkelerinde git gide yaygınlaşmaya başladı. 1983’de yayınlanan İngiliz tıp dergisi Lancet'de yayınlanan bir araştırmada, suda doğumun İngiltere ve kıta Avrupa'sında bir anda popüler olmasına yol açtı. İngiltere'de kadın hastalıkları ve doğum konusunda en üst kuruluş olan RoyalCollege of Obstetricians and Gynecologists (RCOG) 1990, 1994 yılları ve en son olarak 2001’de suda doğum ile ilgili görüşlerini tıp dünyasına bildirdi.




Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.



İçerik Güncelleme Tarihi : 17.04.2023

Yorumlar (0)

Yorum Yazın